Soyuluyoruz hem de ince ince soyuluyoruz, soyuluyoruz hem de farkında olmadan soyuluyoruz.
Bu konu bazıları için basit bir konu gibi gelebilir, bende yazıp yazmama konusunda kararsızken bir konuşmaya şahit oldum ve yazmak vicdani bir gereklilik oldu.
İki konu var birisi çiftlik mahallesinin bulvardan dik inen adları cadde ama işlevi sokak olan sözde caddelerin artık ücretli otopark oluşu.
İkincisi ise Gazi Devlet ve Araştırma hastanelerinin kantinlerinin işletilme durumu.
Konumum itibari ile bulunduğum her ortamda insanların memnuniyetlerini de şikayetlerini de mümkün mertebe gözlemlemeye çalışırım.
Geçenlerde araştırma hastanesinin kantininde bir su iki poğaça istedim su bir lira iki poğaça da üç lira bana pahallı geldi . ( Gazi Devletin kantininde de suyun bir lira olduğunu biliyorum) Yirmi beş kuruşluk suyun bir liraya satılmasına kızmıştım ama yapacak bir şey yoktu.
Bir masaya oturmuştum ve bir konuşmaya şahit oldum, üzüldüm bir adam yanında bir çocuk ile kantinden çıkarken bir kadın onu karşıladı, eşi olduğu anlaşılan kadın adama neden su almadığını sordu adamda kadına x markette üç buçuk lira olan suyun burada on iki buçuk lira olduğunu söyledi.
Önce biraz tereddüt ettiler ama su almak için şehre gidip gelmenin zorluğundan ve onunda bir maliyetinin olacak olmasından dolayı bir koli suyu alıp gittiler.
Ve bu yazıyı yazmaya karar verdim kantin ihalesini genel sekreterlik yapmış, kuvvetle muhtemeldir kantinler yüksek ücretle kiralanmıştır.
Yüksek kira bedeli olsa bile yine de fiyatların bu şekilde olmasına müsaade edilmemeli.
İnsanların çaresiz oluşu bu şekilde su istimal edilmemeli.
Hastane kantinlerinde makul bir kar hesabı güdülmeli, hiç olmaz ise suyu makul bir fiyata satmalılar. Bunun için umarım bir çalışma yapılır ilgililerine duyurulur.
Bir gün aracımı Aziziye caddesine kısa süreli park ettim işimi gördüm ve oradan ayrıldım.
Otoparkıma geldiğimde sileceğin altında normal yazar kasa fişi gibi bir fiş asılıydı aldım baktım üzerinde bilgi fişi yazılı ve bir telefon numarası vardı hemen çevirdim meğer orası ve yukarıdan inen dört sokak görünümlü cadde ücretli otopark olarak işletilmeye başlanmış.
Ana caddelerin bile park olarak işletilmesi tartışılırken bulvardan dikine inen 4 sokağın (pardon cadde) ücretli oto parka çevrilmiş olduğunu öğrendim tüylerim diken diken oldu.
Allah aşkına Büyük Şehir Belediyesi siz ne yapıyorsunuz ?
Samsun da ve Türkiye de doğmuş olmak bir suç mu? ne bu, kendi beceriksizliğinizin bedelini millete ödetiyorsunuz. Bir insan araç aldı diye bu kadar söğüşlenir mi? aracı alırken iki misli vergi, yakıtı alırken iki misli vergi, arabasını koyduğun her yer ücretli. Peki siz bu binalar dikilirken binaların altında olması gereken otoparkları yaptırmayıp milletten topladığınız otopark ücretleriyle otopark yapmayacak mıydınız? Hem milletten otopark parası toplayın hem otopark yapmayın hem de sokaklarda milletten haraç gibi para toplayın. İnsanlar sahildeki yola aracını park edip işine gidiyordu ona bile tahammül edemeyip orayı da paralı yaptınız. Sizi bu milletin başına bela olun diye mi seçtirdiler? Millete yazık değil mi? Her şey para ise yolda yürüyenden de para alın! Güneşlenenden de para alın! Parkta oturandan da para alın! Bütün sokakları da ücretli parka dönüştürün!
Düşün milletin yakasından yeter beee...